Okumadan Geçme

Facebook

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Beşyüzbin


Şimdi bu değerdeki para bir anda elime geçmiş olsa; dünyanın en fakir insanı olurdum. Ama biraz daha rahat ve huzurlu olurdum. Daha özgür, daha uzak olurdum. Gerçeğe daha yakın olurdum.

25 Temmuz 2010 Pazar

İlginç

Evden blogger'a giremiyorum. Sorunun ne olduğunu anlamış değilim. Sorun sayfa görüntülenememesi. Giriş yapamama değil yani. Dns değişiklikleri filan da fayda etmedi. Sorunun çözümünü bilen varsa ve yazıverirse kendisine dua edicem.

Sonunda çözdüm sorunu. Benzer bir sorunla karşılaşan olursa çözümü şöyle:

pc nizde şu yolu takip edin başlat çalıştıra C:/windows/system32/drivers/etc yazın açılan klasörden host dosyasına tıklayın aç deyince programlar arasından notped ı secın .
açılan sayfada menü kısmında düzen e tıklayın ve bul sekmesine basın açılan pencreye blogger yazın ve karşınıza çıkan (atıyorum) 255.25.00 blogger.com bu satırı silin ve aramaya devam edin tüm bulduklarınızı aynı şekilde silin sonra pencereyi kapayın değişiklikler kaydedilsinmi diye sorucak evet deyip çıkın..
internet pencerelerinin kapatıp açın.
sorun halloldu güle güle kullanın.

20 Temmuz 2010 Salı

ilnevyA Was Here


Bugün İstanbul'da Cevahir AVM'de yemek yenilen kattaydım. Tam o McDonalds'ın yanındaki arada. Masasının üzerinde kocaman bir Trabzon ekmeği, o ekmeğin üzerine zaman zaman kafayı koymuş uyumaya çalışan, zaman zaman elinde KPSS Tarih kitabının sayfalarını karıştıran ve tabii bir de kulağında kulaklık olan kişi bendim. Bir de üzerinde hacı elbisesi, başında takkeyle gezinen bir adam vardı. O kimdi bilmiyorum.

13 Temmuz 2010 Salı

Trabzon


4 yıl aradan sonra nihayet; okuldan, stajlardan ve yaz okullarından arındığım bir yaz mevsiminde memleketimdeyim. Çok mutluyum. Babamın hastalık döneminde, iyileştikten sonra doyasıya gezmek istediği memleketinde onun için de nefes alıyorum.

9 Temmuz 2010 Cuma

...


3 yıl oldu tam bugün. O 3 yıl nasıl geçti. Benden neleri aldı götürdü.

Giden sadece bir can değildi. Sıradan bir can da değildi.

Ben çok güçsüzmüşüm. Bunu gördüm.

Çok uzun uzun da yazabilirdim içimdekileri ama. Bu kez bende kalsın.

Rahat uyu babam, mekanın cennet olsun.

6 Temmuz 2010 Salı

Anlamsız


Yer : Üsküdar Sahil

Banklarda otururken, boyacı bir çocuk geldi. Ayakkabını boyayayım mı diyemedi, boyayabileceği bir ayakkabı değildi ayağımdaki. "25 kuruşun var mı abi?" dedi. "Yok" cevabını alınca(cebimde kalan son 35 kuruşum vardı, yalan söylemiştim); "Bi sigara ver be abi o zaman" dedi. Sigarayı verdim.

Oturdu önüme ayakkabının tozunu filan almaya kalktı. Sonrasındaki diyalog:

- Yok gerek yok, bırak uğraşma hiç.
+ Olur mu abi tozunu alıyım en azından.
- Yok istemiyorum boşver.
+ Ama abi sigara verdin ne anlamı olcak ki böyle?
- De bakalım hayatta neyin anlamı var?
+...