Okumadan Geçme

Facebook

kazım koyuncu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kazım koyuncu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2011 Pazar

Kazım Koyuncu - Popülarite Mevsimi

Kazım Koyuncu'yu hayattayken dinleyen, bilenlerin sayısı oldukça azdı, öldükten sonra tanıyan bilenlere göre. Ama Av Mevsimi filminde Cem Yılmaz'ın söylediği Kazım Koyuncu şarkısı olan "Hayde" gösterdi ki birçoğu aslında sadece ismini biliyormuş Kazım Koyuncu'nun. Birkaç da şarkısı -didou nana, ben seni sevduğumi, gelevera deresi gibi- biliniyormuş. Bu güzel şarkıdan(Hayde) bi habermiş büyük çoğunluk. Şarkıyla, Cem Yılmaz'la tanışmışlar. Cem Yılmaz'ın nasıl söylediği ile alakalı bir yorumda bulunmayacağım, ama sen gel de Kazım'dan dinle bi.

Eğer birkaç tane Kazım Koyuncu şarkısı biliyorsanız ve beğeniyorsanız o şarkıları, bilmediklerinizi de ben size söyleyeyim, yok zaten beğenmiyorsanız bundan sonrasını okumanıza da gerek yok. Bir başka filmde Ata Demirer'in seslendirmesini beklemeyin, Narino'yu, Ella Ella'yı. Karadeniz müziğinde devrim yapan, Karadeniz müziğini birçoklarına sevdiren ve çok erken aramızdan ayrılan Kazım Koyuncu'yu dinlemek için daha fazla beklemeyin. Hem sadece Karadeniz türküleri de değildi söyledikleri.

Geçelim gölgede kalanlara. Öncelikle de Hayde'den başlayalım. Hayde'deki tulum solosudur onu çok güzel yapanlardan biri, Kazım'ın sesidir bir diğeri.

Denizde Kararti Var'ı dinleyin. "Güzeller çok var ama meyil birine olur" diyor.

Ella Ella bir Hemşin türküsüdür. Kazım Koyuncu'nun muhteşem bir harmanıdır. Gitar da vardır içinde, tulum da.

Fadime hüzünlü bir aşk şarkısıdır sözleriyle, ama müziğiyle sizi horona davet eder. Oturduğunuz yerde omuzlarınızı sallarsınız.

Narino; yine tuluma doyacağınız bir türkü. Her mısranın sonunda narino diye eşlik edersiniz, ritmine bırakırsınız kendinizi şarkının.

Selimina'yı Atv'deki Parmaklıklar Ardında dizisinde duymuşsunuzdur muhakkak. Bir ağıttır. Ağıt sonrasındaki kemençe ve geri vokallerle hüzünlenir, bir sigara yakasınız gelir.

Tsira; megrelce'dir ve hüzünlüdür o da. Nanaia Tsira kogale.

İlkay Akkaya'yla Ou Nana düeti.

Domivamis; kıtlık anlamına gelen bir kelime lazcada. Muhteşem bir ritmi vardır.

Ncaiş Birapa; He yana yana yana, heyaymoli he yana. Çay'ın şarkısıdır.

Ka tun mita xendasoç; Zuğaşi Berepe zamanında daha sert ve Rock içerikli, sözleri bir kıza beddua derecesinde.

Gyuli Çkimi; Umay Umay'ın albümünde de "Kalbim Acıdı" düetiyle yer alan muhteşem şarkı. "Bir gün yolda yürüyordum, bi şarkı duydum kalbim acıdı, bu kadar." Kalbi acıtmakla kalmaz, ağlatır. Bu şarkıya ağlamak için lazca bilmek gerekmemektedir.

Sarpi moleni.

Ben; sadece kendisi olmak isteyenlerin şarkısı. 8-10 sene önce dinlerken, ben sadece ben olmak istiyorum kısmına üstüne basa basa eşlik ederdim. Yine daha sert bir şekilde Zuğaşi Berepe zamanında da söylenmiştir.

Ateşlerde; sihirli düşlerden geçsek, bulur muyuz yine kendimizi?

Ayrılık Şarkısı; şarkılarla geçti aramızdan Kazım. Ayrılık şarkısı olarak bıraktıklarından birisi.

Hoşçakal; bizlere vedasını daha da acıtarak yaptığı şarkı. İşte gidiyorum, bir şey demeden, arkamı dönmeden, şikayet etmeden, hiçbir şey almadan, bir şey vermeden, yol ayrılmış görmeden gidiyorum...

Yalnızlığı Anla; fırlatırdım bir taş gücüm olsaydı, yıkmaya yalnızlığın duvarını. Bir boşluk ki nasıl insanla dolsun, bilmiyorum var mı daha acısı? Daha acısı yok be Kazım abi. Bu boşluğun dolmayacağını bilerek bir gece boyunca sadece bu şarkıyı dinlemişliğim var.

Anılar Düştü Peşime; uyumaz oldum.

Hayat; Bu hayat böyle mi olur, düşen hep yerde mi kalır?

Nacizane önerilerimdir dinlememiş olanlara.

Ümit Kıvanç'ın hazırladığı 3.5 saatlik "Kazım İçin Bir Film - Şarkılarla Geçtim Aranızdan"ı da edinip izleyiniz. Sadece Kazım'ın sesinden, Kazım..

24 Haziran 2010 Perşembe

Kazım Koyuncu ∞



Gidişini ilk okuduğum anı hatırlıyorum. Üniversitenin bok gibi geçen ilk senesinden sonra dönmüştüm memlekete. İnternet cafeye gitmiştim. Bakacaktım yeni bir haber var mı diye. Yeni bir haber vardı o gün, 25 Haziran'da. Öylece kalmıştım.

5. yılı oldu aramızdan ayrılışının. Rahat uyu Kazım Abi. Bu dünyadan kurtuluşunun üzerinden 5 koca sene geçti.

Hep üzülürdüm gidişin çok erken diye. Kahramanım çok erken veda etti diye üzülürdüm çok. Ama aslında iyi ki gitmişsin Kazım Abi. Bu kirli ve yalan dünyadan. Bizler seni dinlemeyi hakediyor muyduk? Bunca insana sevdirdin Karadeniz müziğini, türkülerini. Kaçı o türküleri yaşayarak dinledi? O türkülerdeki gibi yaşamayı isteyerek sevdiler seni ve müziğini. Ama yaşayamadılar. Yalan olmuştu çünkü insanlık.

Şimdilerde türeyen benzerlerine bak yukardan. Tırnaklarınla kazdığın o tertemiz yolu nasıl kirletiyorlar. Görüyorsun değil mi abicim.

Çok isterdim o türkülerdeki hikayelerden birinde olabilmeyi. Olmadı, olamadım. Söylediğin türküler geçmiş yüzyılda kalmış Kazım Abi. Bugün artık onların yaşanması ve onları yaşamak mümkün değil. Çünkü insanlar da, dünya da artık o kadar temiz ve saf değil.




Sen erkenden gittin, senin gibi gidebilmeyi dilerdim. Ya da en azından köyün birinde doğup, büyüyüp orada yaşlanıp ölmeyi. Çok daha saf ve temiz bir dünyada.

Kimbilir belki senin hayatta olmadığından bile haberim olmazdı..

Çok üzülüyorum. Hem senin için, hem de senin için tüm güzel şeylerin sebebi olan Gönül için.

Çok da özlüyorum.

Unutulmayacaksın.

Unutmayacağım.

Rahat uyu.

22 Ocak 2010 Cuma

En Parlak Yıldız

Uzun zamandır yazmak istediğim bir yazı bu. Neresinden nasıl başlamam gerekli bilmiyorum. Nereye kadar gider onu da bilmiyorum.

Karadeniz müziğinin kaderini, dışardan görünüşünü değiştiren yani devrimi gerçekleştiren gerçek bir kahramandın sen Kazım abi. Çok uzun zamanda, çok uzun ve zorlu yollardan geçerek ulaşmıştın zirveye. Hala zirvedesin benim için.
En parlak yıldızdın. Hala öylesin. Ne kadar benzerin türerse türesin. Hiçbiri yerini alamayacak tabi ki.

Senin Karadeniz'de 5-10 yıl içinde yaptıklarını, diğerleri 20-30 senede yapamamıştı. Ne kadar hızlı yaşadığının hesabını siz yapın.

Senden önce birçok Karadenizli genç kemençe-tulum sesini duyduğunda dudak büken, kulak tırmalayıcı bulan kişilerdi. Senden sonra ise sadece Karadenizliler değil, tüm Türkiye "karadeniz müziğini sevmem ama
Kazım Koyuncu" demeye başladı.

Ve şimdilerde senin senelerce, tırnaklarınla kazıyıp geldiğin noktada; sana benzemeye çalışan birsürü grup ve grup elemanları türedi. Hem de 1-2 yıl içinde bir grup kurup albüm çıkartarak. Senin olman gereken yerde, senin mirasından faydalanmaya çalışan birsürü insan çıktı piyasaya. Keşke senden önce de olsalardı, ya da senden sonra olmuşken seni taklit ederek olmasalardı. Daha farklı ve özgün olabilselerdi.

Tam zirveye çıkmışken daha yapacak çok şeyin varken ayrıldın aramızdan be Abi. Daha yolun başındaydın. Senin için herşeyin çok daha güzel olacağı noktadaydın. Sana minnettarım. Seni çok seviyorum. Rahat uyu güzel insan. Nur içinde yat.