Okumadan Geçme

Facebook

22 Ocak 2012 Pazar

Askerlik #4 Tövbe

4 yıllık lisans bölümünü 7 yılda bitirebilen biri olan bana arada bir "yüksek lisans düşünüyo musun" diye soran densizler oluyordu. Onlara cevabım "ben bi' daha okulun önünden geçmem", puanım ise sıfırdı, dohuz veremezdim kankam değillerdi. Zaten kanka denilen şey ne boktan şey lan. İnsanlar daha tanıştıkları gün diyolar bunu birbirlerine. Ganga, kanki, kankeyta şeklinde yöreden yöreye değişiyor söylenme şekilleri. Bu kısa "kanka" analizinin ardından devam edeyim. Ben o densizlere "bi' daha okulun önünden geçmem" cevabını verdim, büyük konuştum ya, başıma geleceklerin davetiyesini de kendim çıkardım. Daha önce üniversiteyle alakalı olan büyük konuşma maceramı ve sonuçlarını yazmıştım, yeterince ders almamışım demek ki. Askerlik için gideceğim yerin sonuçları açıklandı, baktım; "Topçu ve Füze Okulu" yazıyo, Topçu Asteğmen olacaksın diyo. Ama ilk başta o kadar fazla da önemsemedim. "Ne de olsa askerlik lan bu, ne kadar okul olabilir" moduna soktum kendimi. Yedek subay yani asteğmen olarak yapacağımı hesaba katmadan girdim o moda. Medyanımı alıyolar şimdi burda. D ile Y'nin yerini yanlış yazdım sanmayın lan. Meydan değil, medyan. Bu mal da kendince kelime oyunu yapıyo diye düşündüğünüzü duyar gibiyim sevgili siviller. Neyse o girdiğim mod yemin törenine kadar geçerliydi. Yemin törenine kadar olan 18 günlük sürecin ilk 10 gününde ağzımıza sıçtılar tabiri caizse. Yemin töreninden birkaç gün önce bir söylenti çıktı ortaya. Söylenti demişken sanki fısıltı gazetesinde çalışıyoruz amk. Sürekli biri bir şeyler duyuyo ya da uyduruyo. 2 gün o söylentiyle geçiyo muhabbetler. O söylenti uydurulmuşsa uyduran bile inanıyo bi' süre sonra söylediğine. Her boku biliyo geçinen tipler herkesi aydınlatma görevi üstlenip kendi aralarında çelişiyolar, tartışıyolar filan. Hiç sevmiyorum bu tip çocukları ya. Konuyu yine piç ettiğimin farkındayım, törenden önce çıkan söylenti; "törenden sonra rahatlıcaz, derslere girip çıkcaz neredeyse normal öğrenciler gibi" şeklindeydi. Bu söylenti doğru çıktı. Derslere girip çıkmaya başladık, ama günde 8 saat. Günde 8 saat ders mi olur lan? En son lisede girmişimdir belki 8 saat derse o da şüpheli. Bi' de bazı dersler uygulamalı ders ve dışarıda işleniyo. 2012'nin Ankara'sında, Polatlı'nın göbeğinde -15-20 derece soğukta, 8 saat boyunca ayakta dikilerek ders gördüğümüz oldu. Derslerin arasındaki 10 dakikalık istirahatlerde, kendini ısıtamayan ufacık kaloriferlerle 10 kişi ısınmaya çalışıyoduk. Tüm bunların üstüne bi de sabah 6:50 ile 7:20 ve akşam 19:30 ile 20:10 arasında serbest çalışma adını verdikleri, katılmanın zorunlu olduğu etüdler var. Bu mu lan rahat? Ben üniversitedeyken her gün 8 saat derse girseydim, bilim adamı olurdum, alim olurdum. Burda devamsızlık yapma hakkı da yok. Ders olan yerde sınav da oluyor haliyle. 2 gün sonra ilk sınavımıza gircez buradaki. Herkes çalışma salonunda oturmuş ders çalışırken, ben bu satırları yazıyordum 3-5 kişinin okuyacağı.

14.01.2012

Şimdi burada birkaç da fotoğrafımı paylaşmak isterdim şunun gibi;

ya da şunun gibi;

Şaka lan şaka, ne isticem.

O değil de, senelerdir topçu olmak vardı diyip durduk arkadaşlarla. Topçu oldum evet ama, kastettiğim topçuluk bu değildi lan!

Şubat sonuna kadar Ankara Polatlı'dayım. Sonrasında gideceğimiz yer için kura çekicez, yine Göteborg'la eşleşmesek bari.

Son olarak; "bana asgari ücret versinler, ömür boyu öğrenci olurum, hatta öğrencilikten emekli bile olurum" demiştim daha üniversite bitmemişken. Sessiz ve sadece kendi çevremdeki insanlara söylemiştim ama birilerinin kulağına gitmiş ve ciddiye almışlar galiba.

Hiç yorum yok: