Okumadan Geçme

Facebook

4 Eylül 2010 Cumartesi

Anlayamadıklarım

Özellikle Taksim'de İstiklal'in girişindeki Burger King'in kapısına "Lütfen İşemek İçin Girmeyiniz" ve "Lütfen Artık Başka Bir Buluşma Yeri Bulunuz" yazmaması.

Mehmet Ali Erbil'in hala çarkıfelek gibi bir faciayı sunuyor olması ve insanların da izlemesi. (Bunu 5 yıl önce de söylemiş olsam sırıtmazdı.)

Bir insanla konuşurken, o insana karşı kurulan cümle içinde "be" kelimesi geçince küsmesi. Yani "be" kelimesine alerjisinin olması. Cümle içinde örneklemek gerekirse: "Ali ata bak be." "Hasan hasta oldu be." "Vah vah vah be."

Kuru fasulyeyi çatalla yeme çabası. Evet şahit olmuştum.

En az benim kadar garip olan telefonumun şarj aletiyle şarj olmayıp, bilgisayara USB bağlantısıyla bağladığımda şarj olması. Şarj aletiyle USB aynı girişten bilgisayara bağlanıyor. Herhangi bir şarj aleti ise şarj etmeyi başaramıyor.

İnsanların siyasetçilere inanıp, üstüne de onları savunması.

İnsanlardaki bitmek bilmeyen para kazanma hırsı. Bu hırs uğruna gözlerinin kör olması. Hep daha fazlasını istemeleri. Hep Pepsi'nin insanların bilinçaltına yerleştirdiği bir durum bu.

Daha birçok anlayamadığım şey olmasına rağmen aklıma şu anda bunların gelmiş olması..

5 yorum:

çitlembik dedi ki...

kurufasulyeyi çatalla yerim, taze fasulyeyi de nohutu da :) ve "be" kelimesinden nefret ederim :)

pisicshik dedi ki...

be diyene küsülürmü yahu. bi trakyalı olaraktan be başımızın tacı, hatta türevleri de. bkz; beaaa, beavv:)

ilnevyA dedi ki...

küsersem görürsün. serçe parmağınla barış yapmaya gelirsin peşimden :)

pisicshik dedi ki...

hadi küs BE nolur :D

ilnevyA dedi ki...

ahahah küstüm oynamıyorum :D