Okumadan Geçme

Facebook

31 Ocak 2010 Pazar

Ömer Doğan #2

Küçük alanımdayım yine. Siparişler geliyor. Votkalar, biralar, tekilalar.. Her zamanki gibi müzik son ses. İnsanlar eğleniyorlar. Ben ise onların eğlenmesi için doldurup boşaltıyorum bardakları.

Köşede oturan kalabalık bir grup var. Bir tanesi hariç çok eğleniyor görünüyorlar. Herkes gülüyor eğleniyor. Bir tanesi ise diğerlerinin attığı o kahkahalara sadece zoraki tebessümlerle katılıyor. Ben de dışarıdan müşterilere böyle mi gözüküyorum acaba. İçimde; ben de çok mutlu olmayan ve umutsuz bir insanım evet ama dışarıya karşı rol yapabiliyorum en azından. Gören birçok insan çok mutlu, eğlenen ve eğlenmemizi sağlayan barmen olarak tanımlıyor beni muhakkak.

Gidip konuşmak geliyor içimden en azından doğal davranan bu adamla. Ama bırakamıyorum tabi barımı. Sonra insanlar ne içecek!

Dün izin günümdü. Ölesiye uyuyacaktım sözde. Lanet öksürük uyutmadı ki. Bir de alışmışım sabahlamaya. Yeni bir iş mi bulsam diyorum. Daha düzenli bir hayat sürebileceğim. Ama ben ne zaman düzenli olabildim ki. Tam da bana göre bir iş esasında. Hiç şikayet etmeme gerek yok.

Bu akşam canlı müzik var yine barda. Amatör bir grup ilk kez çıkacak bizim sahneye. Kimler geldi geçti 2 senede burdan. Şimdi birçoğunun albümü var. Daha uğramaz oldular buralara tabi. Burda oldukları zamanlar hızlıca edinilen sahte dostluklardı her biriyle olan ilişkiler. Şimdi çalacak olan "Can Eğrisi" grubu da gelip geçenler kervanına katılacak.

Gecenin bitiminde "Aranızda şarkı söylemek isteyen var mı?" diye sordu elemanlarımız. Kendine güvenebilen bir kişi bile çıkmadı. Ben kaldırdım elimi. Biliyorsanız Kazım Koyuncu'dan "Ben"i çalın söyleyeyim dedim. Haykırmak istiyordum içimdekileri.

Alkışlarla çıktığım sahneden yine alkışlarla indim. İlk kez defalarca hayalini kurduğum yerdeydim 5 dakikalığına da olsa. Belki de bir hikayenin başlangıcı olacaktı bu..

Ömer Doğan

1 yorum:

Adsız dedi ki...

devamını yazmalısın yani eeee sonra?