Okumadan Geçme

Facebook

12 Şubat 2010 Cuma

Yol Hikayeleri #3



Çok taze, sıcacık bir yol hikayesi. Ama önceki ikisinden çok farklı baştan söyleyeyim. Önceki ikisinde başrollerde kızlar da yer alırken, bu kez 10-15 yolcunun olduğu otobüste dişi sinek bile yoktu.

Otogara yeni gelmişim, çanta bavulu otobüse teslim etmişim. Sigara içiyorum son bir tane. 20'li yaşlarda bir çocuk sigara istedi tam otobüsün önündeki sandalyelere oturacakken. Verdim. Kulaklığım takılı halde oturdum orda yan tarafına. Baktım bir şeyler anlatıyor, çıkardım kulaklığı.

-Ağbi ben teslim olmaya gidiyorum Ankara'ya Sincan'a. Teslim olacam ağbi. Gasp yaptım ben. 7 yıl 3 ay verdiler ağbi. Çok pişmanım ağbi. Kız kardeşime laf etti, sövdü ağbi. Benim de kafam iyiydi eroin cigara filan içmiştim. Salladım bıçağı ağbi. Dayanamadım ama şimdi çok pişmanım ağbi. Ankara'da komiser aradı beni çağırdı kaçma gel yat dedi. Ordaki koğuş ağası var Uğur tanıyor musun? Eeeee. Uğur Demir. Böyle çok şişman koğuş ağası oranın. O da aradı beni ağbi. Gel yat 7 yıl 3 ay sonra çıkarsın dedi bana ağbi. Öyle işte ağbi. Şimdi Ankara'ya gidiyorum ağbi. Bak bu da biletim ağbi.

O bunları anlatırken ben kafamı sallayarak tepki verdim. Derken bunun gibi bir tanesi daha yanaştı. O da sigara istedi önce. Ona da verdim bi tane Pall Mall'ın en dandik sigarasından. Bu kez o başladı konuşmaya:

-Ağbi ben de Ankara'ya gidecem ama biletim yok benim. Otobüse almazlar beni dimi ağbi.

Almazlar filan dedim. Neyse sigara bitti. Ben otobüste yerime geçtim. Çocuk da bindi otobüse. Ön tarafa geliyor rastgele boş olan bi yere oturuyor. Bana yanımın boş olup olmadığını soruyor filan. Arkalardaki yerine oturttular çocuğu. O yine gidip geliyor yarım saatte bir ileri geri.

Mola oldu Bolu Dağındaki tesislerden birinde. Konuşayım dedim biraz daha şununla. Bir sigara daha verdim. Sigarayı aldı yaktı uzaklaştı gitti. Hiperaktif eleman yerinde duramıyor. Mola yerinde de sergilediği davranışlar sonrası çocuğun akli dengesinin bozuk olduğunu anlamış oldum.

Mola bitti yeniden otobüsteyiz. Hosttan 15 dakika arayla ilkinde 4 tane ikincisinde 5 tane su istedi. İlkinde 1'ini, ikincisinde 2'sini bana verdi suların. "1 tanesi yeter" dediğimde de, "Olsun olsun sonra içersin" diye diretti.

Böyle böyle Ankara'ya geldik. Aşti'de 2 yolcu ve hostla birlikte konuşurken.
"İndi mi bizimki" dedim.
"İndi ya çok şükür kurtulduk" dedi.
"Seni de mi rahatsız etti" dedi yolculardan biri.
"Yok aslında rahatsız etmedi pek, eğlenceliydi" dedim ben.
Yolculuk başlamadan önce bana anlattıklarını onlara anlattım. Gülerken, eğlenirken bir yolculuk daha sona erdi..

Yol Hikayeleri #2 Bu Hikayedeki Mal Benim

Yol Hikayeleri #1

Bu arada farkettim ki, blogtaki 61. kayıtmış bu. :)

3 yorum:

ÇitLemBik dedi ki...

61 süpermiş de çocuğun hikayesi ayrı süpermiş hasan :) bende yol hikayelerimi annatcam yahu seninkiler kadar olmasalarda idare ederler benimkilerde.

kitap gibi kız dedi ki...

çocuğun telim olup olmayacağına mı yanarsın, kafasının pek sağlam olmadığına mı? Of çok fenaymış.

bir de "Ordaki koğuş ağası var Uğur tanıyor musun?" ohooo tanımaz olur muyum? hey yavrum hey!

ilnevyA dedi ki...

valla diğer yol hikayelerinden farklı ama daha heyecanlı bir yolculuktu.